İLK MÜSLÜMAN KADIN MUCİT: MERYEM EL-İCLİYYE
- UİB üye Ahsen-i Takvim
- 25 Oca 2021
- 5 dakikada okunur
Ne doğuda ne de batıda kadının düşünce dünyası, derinliği, Allah’a bir kul olarak ibadet etme, tefekkür etme ve yeryüzünde üretme sorumluluklarını konuşan hiçbir grup, oluşum yok. Kadınları kapitalizmin ağzına bırakan bir sistem var. Kapital sınırlar kadınları ne kadar yutarsa o kadar mutlu olacaklar.
Kadın hakları ile sözde övünen Avrupa ülkelerinde de durum bizden farklı değil. Kadınlar için oluşturulmuş cam duvarlar var bu duvarları kıramıyorsunuz. Hala eşit işe eşit ücret ödemeyen Batı’nın kadın hakları söz konusu olduğunda kürtajı tartışmalarını başlatması ya da kadınlara sözde ‘sınırsız’ özgürlüğü verdiği sosyal alanlardaki yıkımın çöküntüsünü görmeyip ekonomik olarak kalın çizgiler çizmesi de oldukça manidar.
Kadın İslam’da ayetle muhatap olunandır. Kuran-ı Kerimde adı geçen kadınlar imtihanları ve verdikleri mücadelelerle onları müstesna kılmıştır. Mekke İslam la şereflendiğinde cahiliye adetlerinden en çok müzdarip olan kadınlar Allah’a kul olmanın ve en güzel dini yani İslam'ı bulmanın huzurunu, mutluluğunu yaşadılar. Hz. Hatice büyük ticaretler yapan örnek bir kadındı. Hz. Aişe ilimin peşinden koşan bir âlimeydi. Hz. Sümeyye savaştı ve şehit oldu. Buna benzer nice örnek sahabe kadınları, nice büyük mücadeleler vermiş kadınlarımız var.
Birbirinin tekrarı olan kadın tartışmalarının uzağında kadından bahsedeceğiz size. Dünyanın ilk Müslüman kadın mucidi ve gökbilimcisi Meryem El-İcliyye’den…
***
Sımsıcak yaz mevsiminin biricik reçetesi yaylanın o eşsiz havasıdır Ayşe ve Ahmet için. Ailecek bir haftalık yayla havasının hazırlıklarının ardından yola çıkarlar. Toprakla, doğayla bütünleşmenin bedene olduğu kadar sadra da şifa olduğunu tembih etmiştir rahmetli dedeleri.
Akşam vakti çocukların babası semaveri yakmış, anneleri de havuçlu tarçınlı kekinden pişirip bağ evinin avlusundaki masaya hazırlıklarını yapmıştır. Akşamları yaylanın çetin ayazı eser, iki kardeş battaniyeye sarınıp ânın tadını çıkarır. Keyifli muhabbetin ardından Ayşe ve Ahmet yan yana gökyüzüne bakıp hayaller kurar, yıldızların ihtişamı karşısında râm olurlar.
Ayşe;
-"Abiii baksana ne kadar çok yıldız var."
-"Evet kardeşim, çok güzeller. Işıl ışıl. Keyfini çıkar bu ânın, şehirde ışık kirliliğinden ve yüksek binalardan gökyüzünü göremez olduk."
-"Haklısın abi."
Kısa bir sessizliğin ardından;
-"Yaa abi ben gökyüzüne çıkmak istiyorum. Bütün yıldızları, gökteki tüm cisimleri yakından tanımak istiyorum. Nasıl çıkabilirim ben taaa oralara?"
Ahmet tebessümle;
-"Ya hu Ayşe, kardeşim ne güldürdün beni öyle akşam akşam. Allah da seni güldürsün e mi. Astronot olursun al sana gökyüzü, uzay ne ararsan."
-"Yaaa olur mu ki? Düşünsene abi kim bilir neler vardır orada, yıldızlar kim bilir ne kadar büyüktür? Ben çok merak ediyorum. Büyüyünce gökyüzünde çalışmak istiyorum."
Ahmet kahkahanın ardından;
-"Ayşeee güzel kardeşim nasip tabi ki. Bakarsın bir sürü keşif yaparsın, gökyüzünün ilmini öğrenirsin. Allah yeryüzünü ve gökyüzünü bizim emrimize amade yaratmış. O'nun hakikatlerini anlarsın. Hürmetin, hayretin, Allah'a olan sevgin artar. İnsan öğrenmeye, keşfetmeye muhtaç. Allah'ın hikmetlerine ulaşmanın da yoludur bu."
-"Abiii dedem gibi konuştun. Ne güzel şeyler bunlar."
-"Bir hocamız sağ olsun. Pek şeyler öğrendim kendisinden. Aaa bu arada Ayşe, gökyüzü yıldız falan demişken aklıma ne geldi bak. Hocam bir kitap vermişti bana, İslam alimlerinin hayatını anlatıyordu. Orada hanım bir alim var. Meryem El İcliyye. Usturlap gibi bir şeyler yapıyordu, astronomiyle ilgili çalışmaları vardı. Tam hatırlayamadım uzun zaman oldu kitabı okuyalı. Kitaplığımda duruyor. Eve dönünce bakalım. Hatta dilersen zaman makinesiyle bizzat kendisini görebiliriz ne dersin?"
-" Yaşasııınn derim abiii. Ben çok merak ediyorum kendisini. Hem şu usturlap ne işe yarıyor ona da bakalım."
-"Tamamdır kardeşim. Ben şimdiden heyecanlandım."
-"Ayy bende bendee."
Yaylanın eşsiz günceleri ve Ayşe'nin tatlı heyecanı derken 1 haftalık sürenin sonuna geldiler. Mahsüllerden paylarına düşeni aldılar ve yola koyuldular.
Eve vardıktan sonra Ayşe;
-"Abiii hadi kitabını bul biraz bilgi edinelim. Ben Meryem hanımı epey merak ettim. Karşısına dolu dolu bilgiyle çıkalım."
-"Tamam tamam kitabı alayım hemen."
Kitabın sayfalarında epey dolaştıktan sonra;
-"Tamamdııırrr işte bulduk. Vaaayy Ayşe ilk Müslüman kadın mucitmiş. Bu ayrıntıyı unutmuşum. 10.yüzyılda yaşamış. Dur bakalım usturlap diye bir şey de geçiyordu. Eveett buldum.
Temel işlevi yıldızların konumunu belirlemek olan çok amaçlı astronomi aletiymiş, gündüz ve gece saati öğrenmek, karada yön bulmak ve özellikle de güneşin doğuş ve batış saatlerini belirlemek için tasarlanmış. Yıldızların konumunu ölçmeye yarar ve aynı zamanda yerel zaman biliniyorsa o yerin enlemini bulmaya yarar.
-"Abi Meryem hanım taa o zamandan neler yapmış. Hadi kendisini görelim ben daha çok şey öğrenmek istiyorum kendisinden."
Ayşe ve Ahmet annelerinden izin alıp rahmetli dedesinin deposuna doğru yol almaya başlar. Depoya geldiği vakit zaman makinesine gidecekleri vakti kodlarlar ve o döneme uygun olan giysilerini giyip eşsiz bir ortama adım atarlar.
Kiraz çiçeği esansının büyüleyici kokusu, kitaplarla donatılan bir oda, bir tasta kıpkırmızı reyhan şerbeti, atölye vari bir ortam...
Ayşe gördükleri karşısında büyülenir.
Odaya giren mütevazı bir hanımefendi karşılar onları.
-" Hoş geldiniz, sefalar getirdiniz. İstirhamınız mı vardır?"
Ayşe ve Ahmet;
-"Hoş bulduk efendim. Biz Meryem hanım efendi ile görüşmek isteriz. Uzak diyarlardan uzak zamanlardan geldik. Onunla hasbihal etmek isteriz."
Dedi.
-"Elbet. Aradığınız şahıs tam karşınızda. Sefa getirdiniz tekrardan. Bir sıkıntınız, müşkülünüz yoktur İnşallah?"
-"Meryem hanım biz gayet iyiyiz. 2021 yılından geldik. Ben büyüyünce gökyüzünde çalışmak istiyorum. Yıldızları tanımak istiyorum. Abim bana sizi anlattı. Sizi örnek almak istiyorum. İslam'da ilk kadın mucit siz olmuşsunuz."
Meryem Hanım ve Ahmet yüzünde tebessüm belirdi.
-" Öncelikle isminizi öğrenmek isterim."
-"Ben Ayşe."
-"Bende Ahmet."
-"Çocuklar çok memnun oldum.
Ayşe'ciğim Allaha sonsuz şükürler olsun. Güzel hizmetler yapma fırsatı tanıdı bana. İnşallah sende gönlünce hayırlı işler yapar, muvaffak olursun. Madem tanımak istersiniz beni, o vakit gelin oturun şöyle, size reyhan şerbeti ikram edeyim. İçiniz ferahlasın."
Çocuklar yerdeki kalın postların üzerine oturdu. Buz gibi şerbetlerini yudumlamaya koyuldu.
-" İsmim Meryem El-İcliyye. 10.asırda Halep'te gözlerimizi açmışız dünyaya. Çocuklar o yıllarda yaşayan birçok kadının aksine, farklı şeylere ilgi duyarak kendime bir meslek edindim. Pek alışılmış bir durum değildir bu. Hele ki Orta Çağ Avrupa'sında imkansızdır. Bağdat’ta ünlü bir usturlap yapımcısının çırağı olan babamın öğrencisi oldum. Usturlabı bilir misiniz?"
-" Evet gelmeden önce araştırma yapmıştık."
-"Maşallah çocuklar Allah öğrenme şevkinizi artırsın her daim."
Hep bir ağızdan;
-"Amiinn."
Dediler.
-"Devam edelim o vakit. Halep'te usturlap imal ettim. İşverenim 944 ve 967 yılları arasında şehrin yönetimini elinde bulunduran Seyfüddevle idi. Çalışmalarımızın olumlu sonuçlar vermesi, orada baş astronom olmamıza vesile oldu.
Müslüman astronomlar, zaman ve mekanı tek bir alette toplayan usturlaplar imal etti. Usturlap yeni icat edilen bir alet değildi; İskenderiyeli Theon usturlabı 5. yüzyılda icat etmişti. Ancak namaz vakitlerinin hatasız şekilde hesaplanması gerektiğinden, medeniyetimizde daha karmaşık aletler geliştirildi elbet. Ben de vakitlerini doğru saptanması için yardımcı oldum bu konuda, hassas usturlaplar geliştirdim. Kıblenin tayini, namaz vakitlerinin tespiti, bulunulan yerin konumunun belirlenmesi gibi mühim işlerin hallinde önem arz eder usturlap."
-" İslâm gerçekten bütün ilimleri, bilimleri içinde barındırıyor."
Diye söze atıldı Ahmet.
-"Çok doğru Ahmet evladım. Biliyor musun kainat manâlarla dolu. Biz verilen irade ve ilimle o manâlardan Yaratan'ı tanımaya çalışıyoruz. Hem zaten her buluş ihtiyaçtan öte gelir. Biliyorsun dinimizde iki günü eşit olan ziyanda olarak nitelendirilmiş."
-"Efendim bir şey söylemek istiyorum. Günümüzde yani bizim geldiğimiz yüzyılda (21.yüzyıl) pusula, navigasyon cihazları başta olmak üzere zaman, mesafe ölçümüne yarayan ve astronomik hesaplarda kullanılan pek çok cihazın atası olan usturlabı geliştirerek çağlar aşan bir bilim insanı olduğunuz yankılanıyor."
-"Elhamdülillah. Çok sevindim. Halka hizmet hakka hizmettir. Eğer bir işi kolaylaştırmaya vesile olduysak ne mutlu bize."
-"Çocuklar hep okuyun, araştırın. İslâm adına hizmetler yapın. İnsanların hayatını kolaylaştıracak, sorunlarına çözüm olacak işler de adım atın. Kainatta araştırmayı bekleyen bir sürü esrarengiz var. Bu araştırmalar ve çalışmalarınız sizi Sanatkar ile hemhal etsin."
-" Çok teşekkür ederim efendim. Yolunuzdan gitmek hayalimdir. Sizi tanıdığıma çok memnun oldum. "
Diye sevincini belirtti Ayşe.
-" Ayşe ve Ahmet asıl ben size müteşekkirim. Bende sizin gibi tertemiz kalpli evlatlar tanıdığım için memnunum. Hangi devirde olursak olalım insan hakikat ilkeleriyle kendi devrini kendi içinde yaşar. Hak bildiğiniz yoldan ayrılmayın. Çalışmak, okumak sizin sıfatınız olsun. Allaha emanet olun."
KAYNAKLAR:
Comments