top of page

İSLAM'A AŞIK BİR DOKTOR: HALUK NURBAKİ

Ayşe ve Ahmet sandıktan çıktılar. Yine İstanbuldalardı. Ne ara mı buraya geldik? Haklısınız bir açıklama yapayım. Ayşe pek tezcanlı olunca bir anda olup bitiyor.


Ayşe evde sıkılınca yine annesinin telefonunu karıştırmaya başlamıştı. Umuda İz Bırakanlar adında ki bir sitede Doktor Haluk Nurbaki'nin adına rast geldi. İstese ordan da biyografisini okuyup öğrenebilirdi lakin zamana yolculuk yapamayanlar ordan okusundu Ayşe bizzat gider ve de kendisinden dinlerdi hayatını.


Dedesine bolca teşekkür etti böyle bir imkanı onlara bıraktığı için. Okumanın güzelliği ayrıydı lakin o yaşayarak kişilerin kendisinden dinlemeyi daha çok sevmişti.


Hemen abisini de alıp depoya ordan da sandığa girdiler. Gerekli işlemleri de yaptıktan sonra 1997, 2 Hazirandan yani vefatından yaklaşık iki ay öncesine gitmişlerdi. Haluk Nurbaki'nin evine konuk olmuşlardı. Sağ olsun kendileri de çocukları samimiyetle karşılamışlardı.


- "Efendim ben ve kardeşim Ayşe sizin gibi gayretli insanların hayatlarını öğrenmekten mutluluk duyuyoruz. Eğer sizin içinde uygunsa hayatınızı en azından kısaca bir şekil de bize anlatabilir misiniz?"

- "Aslında ben sizin adınızı başka bir yerde okudum ve abimle gelip sizden dinlemek istedim. Sanırım doktormuşsunuz. Biliyor musunuz ben de doktor olmak istiyorum."

Ahmet muzip bir gülümseme ile:

- "Ayşe abicim hani sen astoronot olacaktın?"

- "Ne var yani abiciğim astoronotta olurum doktorda. Ne istersem onu olurum😏"

Ayşe'nin heyecanla söylediği bu cümleler karşısında Haluk Nurbaki sıcak bir tebessüm etti ve:

- "Ahmet yavrum kardeşin haklı kendiniz de kuvvet buldukça herkes tarafından olağanüstü görünen şeyleri dahi yapabilirsiniz. Hadi çocuklar şimdi içeri geçelim ve sizlere istediklerinizi anlatayım. Sizin gibi meraklı ve de hevesli çocukları görmek mutluluk verici."


Ben başlayayım yaşamımı anlatmaya bakalım nasıl bulacaksınız.


2 Şubat 1924 tarihinde Nevşehir’de doğdum. Babam, tarih ve edebiyat konusunda araştırmalar yapan Fransızca öğretmeni Edib Ali’dir. Annem Nevriye Hanım Mevlevi terbiyesi almış ve Mesnevi sohbetleri yapan bir Hanımefendiydi.


Bu sohbetler sırasında Hz. Mevlana'nın son türbedarlığını yapan Mehmed Dede'nin sevgi ve himmetine mazhar oldum. Annemle yaşadığım bu manevi atmosferin yanı sıra o dönemde babam Edip Ali Beyin yaptığı araştırmalar sonunda oluşan Ayni, Mısri Sultan, Deli Bekir, Abdurrahim Karahisari gibi pek çok veli'nin hayatlarını anlatan eserlerle de gönül dünyasımın yapı taşlarını oluşturdum.


İslam Peygamberine olan aşkım ve sevgim Afyon'da geçen çocukluk yıllarımda atılan bu kıvılcımlarla başladı.


Orta öğrenimimi Afyon’da tamamladım, sonralarında İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne girdim.


İstanbul’da kaldığım süre içinde Nuruosmaniye ve Beyazıt camilerindeki hadis derslerine devam ettim. Özellikle Şeyh Hâdî Efendi ve Sâlih Fakîrî Efendi’den yararlandım. İlk yazılarımı 1950’li yıllarda yazmaya başladım; İslâm’ın Nuru ve Büyük Doğu’da uzun süre farklı konularda makaleler yayımladım. Büyük Doğu Cemiyeti’nin kuruluşunda Necip Fazıl Kısakürek’in yardımcılığını üstlendim.


Tıp öğrenimimden sonra hükümet tabibi olarak pek çok yerde görev yaptım. 1956 yılında Afyonkarahisar’ın Sinanpaşa ilçesinde görevimi sürdürürken Afyon Lisesi’nde fizik, kimya ve matematik dersleri verdim. Bu sırada bana mânevî eğitim veren Faik Saraç’la karşılaştım.


1961’de Afyonkarahisar milletvekili seçildim. 1965’te meclisteki görevimin bitmesinin ardından yayın faaliyetlerine hız verdim, radyobiyoloji ve radyoterapi alanında uzmanlık yaptım.


Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu tarafından hizmete açılan Türkiye’nin ilk kanser hastahanesinde çalıştım. Hastahanenin bir süre başhekimliğini yürüttükten daha sonra Ankara Numune Hastahanesi’nin Radyoterapi Enstitüsü şefliği görevini üstlendim ve emekli oluncaya kadar bu görevimi sürdürdüm.


Bu arada Fransa, İsviçre ve İngiltere’de bilimsel çalışmalarda bulundum. 1992 yılında emekli olunca İstanbul’a yerleştim ve zamanımın çoğunu konferans ve konuşmalara ayırdım.


Hayatımla ilgili size sunabildiklerim bunlar çocuklar."


Ayşe heyecanla atıldı:


- "Efendim benim bir sorum olacaktı."


- "Buyur küçük doktor Ayşe."


- "Eserleriniz ve eserleriniz de işlediğini konular nelerdir?"


- " Eserlerimde pozitif bilimlerle İslâmî gerçekler arasında yakın ilişki kurmaya çalıştım ve bunu kendi felsefem haline getirdim, özellikle Kur’an âyetlerinin bilimsel gelişmeleri kuşatıcı özellikleri üzerinde durdum, abdest, namaz, oruç gibi ibadetlerin insanın beden ve ruh sağlığına mûcizevî etkilerini yine biyolojik ve tıbbî gerçeklere dayanarak dile getirdim. "


-"Aaa gerçekten mi? Yani ibadetlerin biyolojik ve tıbbi gerçeklere mi dayanıyor. "


Ahmet şaşkınlığını gizlemeyerek içindekilerini dile getirdi.


-"Evet Ahmet oğlum. Hatta ilgili âyetleri bu açıdan yorumlayıp bazı zorlama izahlara gittiğim yönünde eleştiriler aldım bununla birlikte evrim teorisi, ruh göçü ve dünya dışı akıllı canlıların varlığı gibi teorilerin Kur’an’da yer aldığına dair iddiaları reddeden eserler verdim."


-"Doğrusu bu eserlerinizi merak ettim. Hemen eve dönünce incelemeliyim."


-"Araştırmak, incelemek her Müslümanın yapması gerekenleri. Zira yüce Rabbimiz biz inananlara araştırın diye emrediyor.


Çocuklar, müsbet ilimler-dinî ilimler ayırımını hiç bir zaman kabul etmeyerek ilimlerin bir bütün halinde ele alınması gerektiğini herdaim savundum.


Çalışmalarımda gönül dünyasına vurgu yaptım ve akıldan çok kalbi ön plana çıkardım. Bana göre gönül imanın doğduğu ve yaşayabildiği tek iklimdir. Bu sebeple İslâm büyüklerinin yüksek ahlâk ve fazilet anlayışlarının öğrenilmesinin önemi üzerinde durdum.


(Ve sizi takdir ediyorum ki büyükleri ziyaret ederek onlardan feyzde alıyorsunuz. Doğru çok güzel bir iş yapıyorsunuz.)


Ayrıca ahlâkın temel konularından biri olarak İslâm’da kadının önemine dikkat çekmiş ve bu konuyu sık sık gündeme getiren eserlerde verdim.


Eserlerimin başlıcaları şunlardır:


Bilim ve Din husunda verdiğim eserler:


• Kur’an’ın Harika Mesajları: er-Rahmân, el-Vâkıa, en-Necm ve el-Hadîd Sûrelerinin Yorumu

• Kur’ân-ı Kerim’den Âyetler ve İlmî Gerçekler

• Kur’an Mûcizeleri

• Kur’an’ın Matematik Sırları: Müddessir ve Fussılet Sûreleri Yorumu


Din ve Ahlâk hususunda verdim eserler:


• Tek Nûr

• Sonsuz Nûr

• İslâm Metafiziği: İman

...


Eserlerimin bazıları bunlardır çocuklar. Sormak istediğiniz başka bir şey var mı?"


Ahmet cevapladı:


- "Sormak istediğimiz başka bir şey yok efendim zaten bizim de artık gitmemiz gerek kısıtlı vaktimiz var da. Bizi kırmayıp anlattığınız için müteşekkirim. İyi ki geldik sizi de tanımış olduk."


- "Çok güzel bir sürü eserleriniz varmış. Ben de müteşekkirim efendim. Abiminde dediği gibi iyi ki sizi de tanıdık."



Kısa bir vedalaşmadan sonra Ayşe ve Ahmet yolculuklarını sonlandırmışlardı.


Başka bir şahsiyetimiz de görüşmek üzere. Hayırla kalın🤗


***


-KAYNAKÇA-










Comments


Yazı: Blog2_Post
bottom of page